Batman’da suç oranlarının özellikle gençler arasında bu denli yüksek olması, artık görmezden gelinecek bir tablo olmaktan çıktı. Asıl sormamız gereken soru şu: Batman gençleri neden bu kadar kolay tuzaklara düşüyor, neden bu kadar basit kandırılıyor?

Anne babalar neden çocukları için bu kadar etkisiz kalıyor? Adliyelerde suç dosyalarını koyacak raf kalmadığı söyleniyor. Neredeyse her gencin, hatta her çocuğun, en düşük ihtimalle birden fazla suç dosyası var. Suçun küçüğü ya da büyüğü olmaz; suç, suçtur.

Peki gençlerin ve çocukların bütün sorunlarını polisin ve jandarmanın omuzlarına bırakmak ne kadar doğru? Batman’da on binlerce gencin kara para aklama suçlamasıyla yargılandığı konuşuluyorsa, artık bir yerlerde durup kendimizi sorgulama zamanı gelmedi mi?

Üç kuruş paraya kandırılan bu gençlerin akıbeti ne olacak? Birçoğu cezaevine girecek, belki de yıllarını orada geçirecek. Bu durum, Batman’ın gelecekte çok daha büyük sosyal sorunlarla karşı karşıya kalmasına neden olmayacak mı?

“Ağaç yaşken eğilir” diye bir atasözümüz var. Eğer bu gençler bu noktaya geldiyse ve aileler de bu konuda kendilerini aciz hissediyorsa, ortada sadece bireysel değil, ciddi bir aile ve toplumsal sorun var demektir.

Polis yakalamaktan yoruldu, savcılar nasihat vermekten yoruldu, hâkimler ceza vermekten yoruldu. Batman’daki sıradan vatandaş ise her gün suç haberlerini görmekten, duymaktan yoruldu. Yazık oluyor Batman’a… Yazık oluyor bu şehrin gençlerine, çocuklarına.

Mesele “polis bulsun, görsün, yakalasın” meselesi değil. Asıl mesele; çocuklara ve gençlere daha yakın durmak, onları topluma kazandırmak, eğitmek, helal kazanca yönlendirmek. Onlara sahip çıkmak.

İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırmalıyız. Kendimizi ayrı tutup başkalarını eleştirmeyi bir kenara bırakalım. Hepimiz aynı Batman’dayız ve burası hepimizin evi.

Evimizi temizlemek de yine bize düşüyor.

Hoşça kalın.