GAFLET HATASI

Dalgınlık ve dikkatsizlik başımıza çok iş açıyor.

Özellikle yanılmak ve ihmal etmenin getirdiği sıkıntılar yüzünden günlük hayatımızda çatışmalar ve riskler yaşıyoruz. Çünkü hata yapma hakkını sınırsızca kullanmaya çalışan bir insan tipine sahibiz.

Önemsemiyoruz…

Hassas olunması, dikkatli davranılması gereken yerlerde ve zamanlarda kişisel beklentiler ve menfaat gerektiren durumlarda, ihmalkârlık ve umursamazlık dürtümüz ağır basarak yanılgılar ve hatalara sebep olabiliyoruz.

Normal karşılıyor ve acı çekmeden, sıkıntı duymadan, geçmiş tecrübelerden ders çıkarmadan “Gafil avlanmak” durumunda kalıyoruz. Kişinin kendi istek ve beklentilerine uyarak zamanını, emeğini, akıl ve iradesini gereksiz şeylerle geçirmeye çalışması, daha da kötüsü bunu anlamamakta ısrar etmesi ile önümüze yeni kişilik tipleri çıkmaya devam ediyor.

“Dikkat göstermeme, özenli davranmama sonucu yapılan veya yapılacak olan şeylerin unutulması, ihmal edilmesi, aşırı iyimserlik, dalgınlık göstererek güvensizlik duyma konusunda boş bulunmak” diye tarif edilen Gaflet kavramının, insanın bir kişilik özelliği olarak alışkanlık haline dönüşme riski var. İhmal, fark etmeme, boş bulunma, zayıflık ve önemsememe anlamlarına gelen gaflet; Sorumluluk ile şuur halinin sonlandığı noktada ortaya çıkan zarar ve risklerle alakalı olayların temelini oluşturur. İnsanın idrak ve irade zayıflığını ifade eden bir açılımı vardır.

Yalnız gaflet kavramının sadece hata sonucu ihmal etme, dalgınlık, dikkatsizlik ve yanılma gibi anlamlarının yanında, “Habersiz olma” gibi farkında olunmayan yönü de vardır. Çünkü gaflet bilinçli olabileceği gibi bilinçsiz ve şuursuz haliyle de görülen eylemleri ve olayları kapsar.

Bu yüzden pişmanlık kavramı gaflet kavramı ile art arda kullanılan tanımlamaları günlük hayatımızda karşımıza çok çıkarır. Pişmanlık duymanın nedeni de yapılan hataların gafil avlanmaya sebep olmasıdır. Bir bakıma gaflet göstermek kişinin istek ve arzularını sınırsızca yaşama ihtiyacına bağlıdır.

Bir kimsenin kolayca aldatılmasına yol açan saflık özelliği, dikkatsizlik hali, tecrübesiz davranma alışkanlıkları itibariyle gaflet yaşaması kaçınılmazdır. Bilgi eksikliğinin getirdiği cehalet ya da cahillik durumu meydana gelecek gaflet halinin oluşumunu tetikleyen unsurlar durumundadır.

Pişmanlık duymaya yol açan gaflet halinden kurtulmanın yolu, insanın manevi dünyasında canlı tutacağı inançtır, yaşama ve var olana duyduğu bağlılık duygusudur. Gafleti sonlandırmanın ve dalgınlık, dikkatsizlik göstererek günlük hayatımızda sıkıntı yaşamamamızın çaresi, yaratıcımıza olan itaat ve altına girilen yükün hakkını vermeye olan azimdir.

Gaflet gösterdiğimiz konular fazla…

Aile ortamı ve çocuk gelişimi en eksik kalan yönümüz gibi! Bilinçsiz ve şuursuz eylemlerin, yaşam tarzlarının, alışkanlıkların önce kendimizi sonra etrafımızdaki yakınları ve aile bireylerimizi acı ve hüzün yaşamaya götürdüğünü görmek gerekiyor. Çocuk eğitiminin sadece temel ihtiyaçların karşılanması olmadığını söylemek ezberleri dile getirmektir. Çocuğun aklına, gönlüne, kalbine, duygu ve düşüncelerine dokunmak zor değil. Eğitim sadece aile içinde bir arada yaşamak ve iletişim-diyalog kurmadan ortamı paylaşmak sürecini ifade etmez.

Pişmanlık doğuran gaflet anlarını yaşamamak için paylaşımların ortak mekân ve zaman olduğu kadar duygusallık, fedakârlık, sadakat, dayanışma, koruma, güven duyma üzerine de olması lazım.

İş hayatında veya meslek edinilen ortamlarda yaşanan gaflet anlarının kişiyi insanlardan uzaklaştırdığı, huzur ve haz duyma gerektiren zamanlarda üzüntüler yaşama sonucu doğuran nedenleri yaşamaya başlandığı görülmeli.

Yanlış anlamalar veya anlaşılmalar, önyargılar, beklentilerin farklılığı, yanlış değerlendirmeler, doğru ve gerçek olandan çok işimize geleni savunma, bilgisizlik ya da gerçeği görmekten kaçınma gibi durumlar, yerine göre gafil avlanmamıza sebep oluyor. Gaflet yaşamamıza ve pişmanlık duymamıza neden olan kişi ve olayları sorgulamadan peşin hükümlü olarak insanları kategorize etmenin hatalarını günlük hayatta çok yaşıyoruz.

Maddi güç, ırksal farklılık, etnik yapılar, ideolojik kurgulamalar, kişisel özellikler, sınıf ayrımı gözetme, insanı olduğu gibi kabullenmeme gibi aykırı haller insanlar arasındaki uçurumları derinleştiren etkenlerin kaynağı oluyor ne yazık ki…