Mükemmel insan diye bir gerçeklik yok.

Hiç kimse mükemmel değil ve mükemmellik peşinde koşmak da boş çabadan öteye gitmeyen sonuçlar doğurmakta.

Mükemmele yaklaşmaya çalışarak en iyi olanı ortaya çıkarmanın çabalarıyla kötüden uzak durulur ya da toplumsal fayda sağlanmaya çalışılır.

Mükemmellik ancak yaratıcı kudretimizin ortaya çıkardığı muhteşem sanat gösterisinde mevcuttur. Yani evreni ve evrenin merkezi kabul edilen insanı var olma kanunlarıyla donatan kudretin önümüze serdiği gerçeklik mükemmeldir.

İnsan ancak mükemmellik peşinde koşmayı becermeye çalışır.

Mükemmel olmayan veya mükemmellik peşinde koşan hata yapar. Eksikliği vardır ve yanlış yapmanın sorgusuyla eksikliğini, hatasını, yanlışlığını ve ideal olanı ortaya koyma çabasıyla kötü olanı hayatından çıkarma derdine düşer.

Hata olacak…

Anormal kabul edilenler hayatımızda engel yaratacak.

Eksiklerimiz yaşamımızı zorlaştıran sıkıntıları karşımıza çıkaracak.

Arabesk deyimle: “Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni” sloganıyla uzun yılların ağzımıza yapışan şarkısıyla Orhan Babanın hümanist yaklaşımını sorgulamak lazım.

“Olanı olduğu gibi kabullenmek” maharetini göstermek hedef olmalı. Çünkü etrafımızda hata yapan, kriz yaratan, engeller oluşturan ve hayatı problemlerle doldurmaya çalışan bireylerle yaşıyoruz.

“Birileri bozacak, birileri düzeltecek” gibi basit bir ilkenin gereğiyle hareket etmenin zamanını kollamak lazım. İhtiyacı en çok hissedilen kişilik özelliklerinden biri arabuluculuk yapabilen ve ortamın sıkıntısını, problemlerini, krizlerini eritebilme becerisi gösterenlerin varlığıdır.

İnsanlar arası problem ve krizlerin sonlanması bir tarafa birbirlerine zarar verme seviyesine gelmemesi adına girişimde bulunacak insanların varlığı sayesinde affedicilik oranı artış göstermekte.

Hata yapanı affetme boyutu ağır basıyor. Hayati ve hak sömürüsü üzerine olmayan konularda af alternatifinin kullanılması önemli bir erdem olmanın yanında çatışma ve kavgaların ortadan kalkmasına katkı sunan gündem başlıklarını oluşturmakta.

Affetmek, normal insan karakterine değer katan bir erdem olduğu kadar hata yapanı yaptığı yanlıştan ders çıkararak aynı hatayı yapmamasına yol açan ortamları da doğurur.

Hayatın bir gereği olarak insanların hataları, yanlışları, yarattığı problemleri ve neden oldukları sıkıntıları normal karşılamak bir olgunluk göstergesidir. Eksiklik ve yanlış kanaatler ile değer yargılarının sebep olduğu suçların, problemlerin ve krizlerin yaşamın doğal seyrinde ortaya çıkan olaylar örgüsü olduğunu kabullenerek af gibi önemli bir erdem kalkanın ı kullanmak asıl olandır.

Çatışmalardan/kavgalardan uzak durmaya çalışmanın gayretiyle affedilecek suçları/durumları zamanın çarklarına teslim etmek sağlıklı olandır.