24 Nisan 2024 Çarşamba
Göz yanması neden olur, nelere dikkat edilmeli?
Başarıya giden yol sabır, kararlılık ve disiplinle açığa çıkacaktır
Sayaç uygulaması yangınlaştırılıyor
GÖÇ POLİTİKASI (3)
Türkiye-Bulgaristan İlişkileri
Metaverse’ün Hayatımıza Getirecekleri
O sene İlk okul ikinci sınıf bitecek seneye üçüncü sınıfa geçeceğim, 23 Nisan çocuk bayramı geldi, gelenek idi çocuklar okullarını baharın müjdecisi olan çölde bayırda yetişen, türlü türlü çiçeklerle süslerdik. 23 Nisan şenliği okuyacağımız birkaç şiir, bazı çocukların basit oyunları çok erken biterdi.
Bizim için asıl güzel olan şey, o gün bir nebze olsun köy işlerine ara verip, bir bayram havası vardı, bütün çocuklar Batmandaki 23 Nisan kutlamalarını seyir etmek için koşa koşa, birinci ve ikinci caddelerin başındaki Batmanın tek alanına koşmaktı, 5 / 6 Km olan yolu hızlı bir şekilde yarışa girer gibi, bu gün ki Araştırma Hastanesi, Valilik, Atatürk parkı güzergahını takiben, şehrin diş mahallesi Telekom binasını geçip Çarşı başına varmaktı.
Batmanda üç veya dört tane ilk okul, iki adet Orta okul ve bir Lise de okuyan öğrenciler sıra sıra çeşitli giysiler giyip darbuka çalarak alana toplamaları bizim için seyir ve temaşası hoş olan bir şeydi, hele birde Cumhuriyet veya diğer bayramlar olsa idi Askerlerin ve devlet erkanının katılması ayrı bir şeydi. Babalarımız o gün bize cömert davranmışlar bir veya iki TL harçlıkla neler almazdık ki, kutlamalar öğleye doğru biterdi, eh cebimizdeki para ile ya ekmek helva, yada seyyar satıcılardan tatlı, Simit yiyecektik, veya hiç anlamadığımız Seyran Sinemasında filim seyir edeceğiz, tercih bizimdir.
Bir hafta sonra karnelerimizi alır okullar kapanırdı, artık Ekim ayının ortalarına kadar köydeki yaşam ve işlere dalardık, okul açılana kadar öğrendiklerimizin çoğu unutulur giderdi.
Nehir tarafı yüksek bir uçurum, düz olan kuzey tarafı çift kemerli surları olan ve 1045 yılına kadar Bagratuni Ermenilerine başkentlik yapmış tarihi bir kent idi.
1030’li yıllarda yöreye hakim olan Selçuklular o bölgede hüküm süren bir Kürt hanedanı olan Şeddadilerin yardımı ile, başkent Ani Ermenilerden alınır. Sultan Alpaslan Ani Şehrini, Şeddadilerin 8. ve en güçlüsü olan Şaver’in oğlu Menuçir’e teslim eder, bununla Ani Merkezli İkinci Şeddadi hanedanı başlar (1067 ).
Toplam 250 yıl hüküm süren Şeddadi hanedanı ( 955 – 1076 Dıvin bölümü) ( 1167 –1199 Ani bölümü). Şeddadiler yaşamları boyunca, Gürcü, Bizans ve Rusların desteğini alan Ermenilerle savaşmışlar. Bu savaşlar Menuçir’in babası Şaverin zamanında zirve yapmıştır. İşin dramatik yanı Şaverin Karısı Taşire Hanım, Menuçir’in Karısı Kata hanım, ikisi de Ermeni’dir ve yaşamları boyunca Hıristiyan dinine bağlı kalmışlar. Taşire Hanım dedesinin ismi olan Menuçir’i oğluna vermiştir.
Menuçir Ani merkezli Şeddadi hanedanın ilk Emiridir, Ermeniler hem dayısı hem de Kayın babasıdırlar, ama aralarındaki sürtüşme hiç bitmemiş.
Menuçir kendi adına yaptırdığı cami bugün hala ayakta, ama karısı Kata bir rahibedir, oda boş durmamış, anideki Ermenilerden kalan tüm Kiliseleri tamir edip orada yaşamını sürdüren Hıristiyan dinine bağlı kişilerin koruyucusu olmuştur, söylentilere göre Kata Hanım uzun yaşamında Torunlarından birisini Rahip olarak yetiştirmiştir,
Menuçir yönetimi boyunca, Ani şehri her kesimin rahat edebileceği bir Şehir ve çekim merkezi olmuştur, her iki dinin bir arada yaşayabilen bir örnek teşkil etmiştir, bir mutluluk şehri kıvamını yakalamış. Ani Şehri bir çok iş sahasının açılmasına imkan sağlamıştır, Bugünde Ani Şehrindeki Haddehaneler, atölyeler gibi bir çok iş yerinin kalıntıları mevcuttur.
1118 yılında Ölen Menuçir çocuklarına huzurlu bir şehir bıraktı, Öldüğünde Ani görkemli yılları yaşamaya başlamıştı, ama Ermeni ve Gürcülerin Aniye saldırıları hiç durmadı, 1199 yılında Ani Gürcülerin eline geçti, Şeddadiler tarih oldu.
Hacı Şükrü Raman eşiretinin efsane lideri Emine Ahmet veya Emin’e Perihane’nin, beş oğlunun en büyüğü dur. 1926 yılındaki, askeri harekatın Reşkotan ve Bekiran yenilgisinden sorumlu tutulan babası Emin ile Fransa’nın mandası Suriye ye iltica eder.
Bir sene sonra çıkarılan afla tekrar Batmanın doğusunda bulunan Keverzo köyüne döner, kısa zamanda affın bir tuzak olduğu anlaşıldı ve babası öldürüldü, üstelik Hacı Şükrü babasının ölümünden sorumlu tutuldu, bunun üzerine Hacı Şükrü Irak’a oradan İran’a sığınır.
Uzun yıllar sürgün hayatını yaşayan Hacı Şükrü 1950’li yıllarda Zamanın Demokrat partisinin çıkardığı genel afla tekrar memleketine döner, bu sefer Beşiri ovasında Batman diye bir Şehir yeşeriyor, Kardeşi Sait Ramanlı burada Belediye Reisi olmuş, Hacı Şükrü sürgün hayatında topladığı mal varlığı ile bir kamyon alır nakliyat işine başlar, bu arada ev ve arsa işine de girer Bugün Batmanın en işlek yerinde bulunan Japon Pasajını Altmışlı yıllarda inşa eder.
Hacı Şükrü artık Batmanda bir iş adamıdır, işçileri hizmetkarları vardır, Komando caddesinin hemen girişinde iki katlı büyük bir ev yapar, çünkü o ayni Zamanda Raman eşiretinin fahri lideridir.
1970’li yıllarda ölen hacı Şükrü, bugüne kadar sebebi çok az kişi tarafından bilinen birde Eczane açtı, burada Amacı Eczaneden para kazanmak değildi, Batmanda kurulan Eczanesi için İstanbul dan kamyon dolu ilaç alır, fakat bu İlaçlar Batman yerine Kuzey Irak dağlarında Arap milliyetçileri ve destekçileri Rus ve İngilizlere karşı savaşan Mustafa Barzani harakatı için gider.
Şah Rıza kendinden çok emin, Mustafa Kemale dostum der, Ben Ülkem de okullardan din derslerini kaldırdım, Camileri kendi haline bıraktım, ne yaparlarsa yapsınlar, ne halleri varsa görsünler, Cuma namazlarını da yasakladım, övünerek devam eder, ben devletimi tamamen azad ettim, dinciler artık devletime karışamazlar.
Mustafa Kemal dostum der, sen yanlış yaptın. Ona diyor ki dostum sen iktidarını tehlikeye attın. Çünkü bunlar yer altına iner, cahil insanları (!) etrafına toplarlar, sen onlara çok kütü malzeme verdin, bunu yapacağına biraz bizim sistemimizi incele ve oradan akıl çıkar.
Bak dostum biz bu konuda senden daha akıllıca davrandık, Camileri kendi kontrolümüz altına aldık, İmamları biz atıyoruz, maaşlarını biz veriyoruz, Cumayı yasaklamak yerine kendimiz yaptırıyoruz, okutulacak hutbeyi biz hazırlıyoruz, Okullarda din dersleri kaldırmak yerine, bu dersleri maaş verdiğimiz kişilerle veriyoruz.
Bu şekilde hem alt kesimlerden memnuniyet alıyoruz, hem de Dini kendi kontrolümüze alıyoruz. Bize nasıl bir din lazımsa o dini anlatıyoruz.
Zaman Mustafa Kemali haklı çıkarttı, İran da 1960 li yıllarda kıpırdamalar, 1970 li yıllarda başkaldırılar yoğunlaştı, önce sokak gösterileri sonra iç savaşa dönüştü ve 1980’nın başında Şah rejiminin sonu oldu.
Bu gün HUDA PAR adayını tanıyalım.
Birinci Dünya savaşında Serhat bölgesi, Rusların işgaline uğrar, Ruslar Bitlis’e kadar gelir, o zaman bölgedeki bir çok Kürt aşiret ve şeyhleri eli silah tutan herkes Ruslarla savaşmak için seferber olurlar.
Bunlardan Birisi de Raman aşiret lideri Emin e Ahmet tir, veya Emin’e Perihanedır, Emine Ahmet, Osmanlının yenilgisi ve sonradan Rusların Serhat Bölgesinden çekilmesi ile sonuçlanan savaşlarda, bir çok başarı elde eder.
1925 Şeyh Said olayında yine Cumhuriyet devletinin yanında yer alır, çevreden topladığı adamları ile Diyarbakır’ın yakınına kadar gider, fakat Şeyh Said’in yenilip çekilmesi üzerine, bu savaşa katılmaz.
1926 yıllının baharında yeni devletin onlarca köy ve yüzlerce kişinin öldüğü Sinıka ve Reşkota aşiretlerinin tenkil harekatına aktif katılır, bu harekete katılan Alayın, Bekıra aşireti karşısında yenilip dağılmasından sorumlu tutulur.
Tutuklanıp öldürmekten korkup, bir çok yakını ile, Bınhat dediğimiz Fransa mandası Suriye ye gider, orda bir çok Kürt ileri geleni ile Hoybun örgütüne katılır.
Devletin buna karşı af çıkarması üzerine, oradakilerin tüm ısrarlarına rağmen, yakınları ile tekrar Keverzo köyüne döner, ama sonradan bu affın bir tuzak olduğunu fark eder, iş işten geçmiş Geldiği Suriye de peşinde iyi izlenim bırakmadığı için oraya tekrar gidemez.
Emin’e Ahmet gidecek bir yer ararken, günlük işler için o zaman ilçe olan Beşiri ye gider ve orada tutuklanır, birkaç jandarma eşliğinde Siirt’e vilayete götürmek üzere yola çıkarılır, Zığür köyü civarında Beşiri nehrin üstündeki köprüye gelince beraberindeki askerler tarafında öldürülür ( 1933 ), öldürülmesinden ailesi sorumlu tutulur.
Ailesi uzun yıllar Irak, İran ve Suriye de kaçak yaşar, 1950 yılındaki DP Hükumetince çıkarılan afla tekrar Keverzo köyüne dönerler. Beş oğlunda biri olan Hasan ağa Gıresira Köyüne yerleşir ve orda ölür.
İşte HÜDA PAR Batman Belediye adayı “Serkan Ramanlı” Hasan ağanın ikinci, Emin e Ahmet’in üçüncü nesil torunudur.