Ben iyi bilirim…
Batman’da esnaflık yapan, aynı zamanda “Konuşabilsem” adlı kitabıyla tanınan, yüreği yaralı ama kalemi güçlü bir kardeşimizdir Ekrem Turgut. Daha 34 yaşında… Onu her gördüğümde, yüzünde hep aynı ifade: “Kızım Ecrin’in geleceği ne olacak?”
Bir sohbetimizde bana, “Aytekin abi, maddi olarak sıkıntım yok ama manevi olarak çok yorgunum” demişti. O cümlenin altındaki yorgunluğu, çaresizliği ve baba kalbinin kırılganlığını hissetmemek mümkün değildi. Ecrin onun için bir evlat olmanın ötesinde, hayatının tam merkezinde bir imtihan olmuştu.
Ekrem’i tanıyan herkes bilir; dost canlısıdır, sohbeti candandır. Beni görünce gözleri parlar, sanki bir kardeşini görmüş gibi sevinir, işini gücünü bırakıp dertleşmeye başlar. Ama itiraf edeyim, çoğu zaman elimden sadece onu dinlemek geliyor. Çünkü onun yaşadığı yükü, dışarıdan kimse tam olarak taşıyamaz.
Ekrem’in başka çocukları da var ama ilk göz ağrısı Ecrin bambaşka… Zaten onun adına kitap yazması da bu sevginin en büyük göstergesi. O kitap, sadece bir baba yüreğinin satırlara dökülmesi değil; aynı zamanda bir feryat, bir haykırış. Yazdığı “Konuşabilsem” öylesine derin bir etki bıraktı ki ikinci, üçüncü baskıları yapmak zorunda kaldı. Düşünün, Ekrem’in edebiyat eğitimi yok, yazarlık geçmişi yok… Ama evladına olan sevgisi, onu bir kitaba dönüştürecek kadar büyük bir güce çevirmiş.
Kitap fuarlarında gördüm onu, imza masasında… Herkesle içtenlikle sohbet ediyor. Ama eve döndüğünde, Ecrin’in halini gördüğünde, tüm o başarıların anlamını yitiriyor. Çünkü Ecrin kendi başına hareket edemiyor, konuşamıyor, gülemiyor. İşte tam da bu yüzden Ekrem, içten içe kendini suçluyor.
Ona söylemek istediğim tek şey şu olurdu:
“Dostum, sen depresyon yaşıyorsun. Bunun tek çaresi, bir uzmandan destek almak. Bu senin ya da ailenin hatası değil, Allah’ın takdiri… Bu bir sınav. Ve sen, bu sınavı dimdik geçmek zorundasın. Çünkü diğer çocukların, eşin, ailene ihtiyacı var. Güçlü olman gerekiyor.”
Ekrem Turgut, Batman’da tanıyabileceğiniz en naif, en vicdanlı esnaflardan biridir. Onu tanıyan herkes aynı cümleyi kurar: “Ekrem iyi insandır.”
Benim size tavsiyem, “Konuşabilsem” kitabını okuyun. Bir babanın gözünden, engelli bir çocuğun hayatını en samimi haliyle anlayın. Belki o zaman, engelli ailelerinin hangi psikolojiyle yaşadığını daha iyi kavrayabiliriz.
Ekrem Turgut, sen seviliyorsun kardeşim…
Son olarak, hepimizin devletimizden bir beklentisi var: Engelli ailelerinin haklarının daha da iyileştirilmesi. Örneğin, çocuklarına bakan annelerin devlet tarafından sigortalı olması en insani taleplerden biridir.
Ve ne yazık ki… Not düşmeden geçemeyeceğim: Kitabın kahramanı Ecrin, maalesef gün geçtikçe hastalığıyla daha zorlu bir mücadele veriyor. Onun ve ailesinin bu sınavı sabırla atlatmasını diliyorum.
Hoşçakalın…