Yalnız önceki dönemlerde yapılan seçimlerde yaşanmayan ve ilimizde yapılacak Başkanlık seçiminde ilk defa yaşanacak bir manzara ile karşı karşıya kalınacak. Tek liste ve tek Başkan adayı ile yapılan seçimler sonucunda belirlenen 7 kişilik Yönetimle atlatılan süreç, farklı bir yönde seçim alternatifi önümüze koyacak.
Çünkü Eğitim-Bir Sen Başkanlığı için mevcut yönetimin olağan Başkanı olan Mehmet Ergin gibi 2 ayrı Başkan adayı da Eylül Delege seçimleri ile Kasım Başkanlık seçimi için adaylıklarını ilan ettiler.
“Mevcut 7 kişilik Yönetimde bulunan 3 kişinin kendi adaylıklarını ilan etmeleri ve seçime kendi adaylıkları için girmeleri bölünme/ayrılık yaratıyor” gibi bir eleştiri, eğitim camiasında ve sahada görüşmelerini gerçekleştiren, seçim çalışmalarını yürüten adaylara sorulan en önemli soru konumunda.
Aslında 4000’ e yakın üyenin varlığı; Sadece Eğitim-Bir Sen değil, Memur-Sen yönetim yetkisini de ele alma; Güç ve Üye Kitle Sermayesi; Aidatların usulüne uygun kullanımı gibi etkenler ortada mutlak bir yönetim mekanizmasının olduğunu gösteriyor. Başkanlık demek, bu mutlak gücü yönetebilmek, üyelere hitap edebilmek, hakları koruma/yenileri elde etme arayışlarına hâkimiyet kurmak anlamlarına geldiğinden dolayı tek bir Başkan adayı yerine birden fazla adayın ortaya çıkması gayet doğal/normal bir durum!
“İstişare” ve “Seçim” kültürünü şiar edinen bir kitlenin en doğrusunu seçme konusunda önünde alternatifler olması kadar olağan/normal bir durum yoktur.
Ancak…
Hakkaniyet, Eşitlik, doğrudan şaşmamak, siyasi çıkarlara yönelmemek, farklı alanlara kayarak eğitim sektörü dışında amaçlar edinmemek şartıyla!
Eğitim sektörü/camiasının temsilciliği, eğitim alanının sınırlarını koruyacak ve eğitim sektörünün elemanlarının haklarını gözetecek ilkelerin amaç edinildiği bir hedef birliği manası taşımalıdır.
Aday fazlalığı veya farklı düşüncede olanların sahaya inmesi ayrımcılık gözüyle değerlendirilmemeli. Seçilecek ve yönetimi eline alacak Başkan ve yönetimi, inanç ilkeleri ve hizmet anlayışını ön planda tutacak bir düşünsel yapı geliştirmelidir.
Üzerinde odaklanması ve asıl sorgulanması gereken dönem/zaman, tarafıma göre Kasım sonrası seçilen Başkanın performansı, hassasiyeti, temsil gücü ve belirlediği yönetim ilkelerinin uygulanması konusunda göstereceği dirayettir.
Tüm üye seçmenler öncesi/sonrası konusunda sendika çatısı altında günümüze kadar olan ve sonrasında olacakların hesabını yapmalıdır.
Beklenen ne?
Yeni Başkanın uğraş alanı ne olmalı?
Pişmanlık yaratacak bir karar sonrasında “Keşke” deme hatasına düşmemek için geçici duygularla mı yoksa gerçekçi davranarak mı seçim iradesini sandığa yansıtılmalı?
Mevcut yönetimde ki kişilerin Başkanlık için 3 aday ortaya çıkarması alanda “Şaşkınlık” yarattı.
“Kararsızlık” hali sendika üyelerinin psikolojik yapısını yansıtıyor.
Şaşkınlık ve Kararsızlık zamanla yerini netleşmeye yönelerek isimler üzerinde net bir fikir doğuracaktır. Merkezi yönetim ile uyumluluk, alan hâkimiyeti, basın ve medya organlarında projelerin dillendirilmesi, seçimler sonrası Başkan olacak liderin yönetim ilkeleri, üyelere ulaşım ve üyelerle iletişim noktasında mesafe bırakmamak, eleştirilerin odağına oturan ve üyelerin dillendirmekten kaçınmadığı “Ayrılık/farklılık” hatasına düşmemeyi sağlamak kolay olmayacaktır.
Eğitim-Bir Sen üyesi tüm eğitim camiasının unutmaması gereken hassas nokta: Sendika, menfaatler ve makam beklentileri üzerine kurulu değildir, yönetime gelenler de siyasi beklenti ve sosyal statüler için hareket etmezler. Çünkü ortada bunların da üzerinde bir “İnanç” ve “Duygu Birliği” vardır.
Kimin alacağından çok bu inanç ve duygu ruhunun canlı tutulması, üyelerde bir aitlik kimliği hissi uyandırması Eğitim-Bir-Sen’ teşkilatı/örgütünün temel bağlayıcı ilkesidir.
Amaç birliğinin ve var olma bilincinin sebebi, camia için ortak inançlar ve beklentiler konusunda kendisini adayan bir liderin etrafında oluşan halkaya katılma şuuru olduğundan, Eğitim-Bir-Sen Başkanı olmak ağır bir yükü de beraberinde getirmektedir.
Bu yükün altına girecek olan lider, tüm kesimlerle, gruplarla, kişilerle, sivil toplum örgütleriyle, yerel basınla, üniversiteyle, resmi makamlarla, siyasi organlar ve muhalefet birimleriyle uyumluluk yakalamak zorundadır. Temsil yetkisi kişi, kurum, makam, yönetim organları, kuruluşlar ve bireylerle dengeli bir politika yürütmenin zorunluluğunu gerektiriyor.
Siyasette olduğu gibi Sendikalarda da yönetim kişi/kişiler üzerinden yürümez. Var olan farklı renklerin, düşüncelerin, kültürlerin, kanaatlerin ve beklentilerin bileşkesi olmanın becerisiyle güç ve hâkimiyet sahibi olmanın başarısını göstermek asıl gaye olmalıdır. Çünkü tabiri caiz ise sadece Sağ ideoloji temsilciliği değil, Sol ideoloji birlik ve organlarının da takip ettiği ve sayı çokluğu nedeniyle uyduğu bir merkezi yönetim var ortada!
Zor bir yetki ve sorumluluk yükü, yoğun bir çalışma dönemi ve performans beklentisi, fazla sayıda üyenin beklediği sahiplik/aitlik duygularına cevap verme başarısı, inanç birliğinin odağı ve mekânı olan Sendika merkezinin liderliği için seçilecek isim merakla bekleniyor.
Biz doğrusunu/hayırlısını bilemeyiz. Doğrusu ve hayırlısını bilen yaratıcımızın nasip edeceği bir sorumluluk ve yetki liderliği için özgür iradelerin istişare ve seçim ilkelerine dayanan kararlarını en doğru şekilde vereceği anı bekliyoruz.
YILBAŞI HAKKINDA
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.