Son günlerde ellerinde mikrofonlarla vatandaşların inancını sorgulayanlar çoğaldı. "Şu ayeti oku", "Ezanın açılımı nedir?", "Gün içinde namaz kaç rekat?" gibi sorular ardı arkası kesilmeyen bir şekilde soruluyor. Peki, neden böyle bir toplumsal araştırma yapılıyor? İnsanların inançları niçin sorgulanıyor? Kimsiniz siz ve neyi kanıtlamaya çalışıyorsunuz?
O anda sorulara cevap veremeyen vatandaş, ailesi ve çevresinde alay konusu olabilir; bunun hiç mi farkında değilsiniz? Belki o kişi dini bilgisinde zayıftır ya da gayri Müslimdir. Ama unutmamalıyız ki, o kişi doktor, mühendis, mimar olabilir; ülkemize büyük katkılar sağlayan biridir.
Türkiye’de inanç özgürlüğü vardır. Bir vatandaş, YouTuber’lar tarafından aşağılayıcı sorulara muhatap kalmış, cevap verememiş, ailesi çevresinde bu durum gündem olmuş, depresyona girip canına kıymış. Peki, böyle bir ihtimal sizi neden etkilemez? Ya da etkilesin? Soru bilmeyen vatandaşı yayınlayıp teşhir etmek neden?
Bu ahlaki çöküntü nereden kaynaklanıyor? Siz yüzde yüz Müslüman bir vatandaş mı istiyorsunuz? O zaman önce kendinizden başlayın. Çünkü gerçek bir Müslüman, asla başka bir Müslümanı küçük düşürmez.
Hz. Ömer (RA) bir gün bir kiliseyi ziyaret eder. Papaza "Burada maddi veya manevi bir ihtiyaç var mı?" diye sorar. Papaz "Yok" deyince Hz. Ömer "O halde namazımı mescitte kılayım" der. Papaz "Burası da Allah'ın evidir, namazını burada kıl, sana bir seccade getireyim" diye cevap verir. Hz. Ömer ise "Evet, burası da Allah'ın evidir ama ben senin kilisende namaz kılarsam, Müslümanlar benden sonra burayı camiye çevirirler. Bu yüzden burada namaz kılmak istemiyorum." der. Bu adaletli düşünce papazı öyle etkiler ki, imana gelir ve Müslüman olur.
İşte sevgili dostlar, dayatma ile inancı değiştiremeyeceğinizin ve İslam’ın özünün ahlak olduğunu gösteren en güzel örnek budur.
İslam, kucaklayan, ırk ve renk ayrımı yapmayan bir dindir. Zorlama ve azarlama yoktur. İslam dini mensubu kimseyi aşağılattırmaz, teşhir etmez, küçük düşürmez. Kişi hak ve özgürlüklerine baskı yapmaz; sabreder, öğretir, öğrenmesine yardımcı olur.
Ülkemizin yüzde 98’i Müslümandır; ancak Kur’an ayetlerinin Arapça olması, coğrafya, alışkanlıklar nedeniyle bazı temel bilgileri bilmeyenler olabilir. Ama bu insanlar da memlekete bilgi ve emekleriyle katkı sunan değerli bireylerdir.
Unutmayalım ki, adalet bir gün herkese lazım olabilir. Allah her şeyden haberdardır.
Vatandaşların dini konularda eksikliği ayıplanacak değil, saygı duyulacak bir durumdur. Şöyle düşünün: Evine su taşıyan eşeği “eşek” diye susuz bırakmak büyük ayıptır. Onun görevi su taşımaktır, “eşekliği” onu bağlar. Ama su getiren o eşeği susuz bırakmak, onu aşağılama çok daha büyüktür.
Her insanın bilgi eksikliği olabilir; buna herkes saygı göstermelidir.