Kimse alttan almıyor…
“Ben haklıyım” söylemiyle hiçbir düşünce ve değere hak verilmiyor.
Doğru olan sadece insanların kendine göre belirlediği ve yaşamaya çalıştığı şeyler. Hatalar ve yanlışlar görülmüyor. Doğruluk, başkalarının fikirleri-düşünceleri ile değil, kişinin bakış açısı ve kendi fikirlerine uygun olduğu kadar önem taşıyor.
Unutulan şey hataların ve yanlışların insana özgü olduğu, hiç kimsenin hatasız olmadığıdır. Doğrunun ise izafi olduğu ve kişiden kişiye değişkenlik gösterdiğidir.
İnsanın hayatında yer vermediği veya vermek istemediği birçok şey var. Bunların arasında hata yaptığını kabul etmemek, yanlış düşündüğünü ve yanlış davrandığını fark etmemek de var. Başkalarının her yaptığı görülür ve eleştirilir. Ama konuşulmaması ve eleştirilmemesi gereken şey insanın kendi değerleri, yaşam biçimi ve davranışları oluyor.
Asla başkalarının yorumuna ve eleştirisine izin verilmiyor.
Ayrıca unutulan diğer bir nokta da insanın gerçekten mükemmel olmadığıdır. Mükemmel olan yaratılmış ve donatılmış bir şekilde akıl, irade, ruh, beden ve düşünce yeteneği ile var olan insan gerçekliğidir. Ama mükemmellik sahip olduğu değerleri yok eden insan tarafından tahrip ediliyor.
Kötülük ve çirkinliklerle, yıkım ve yok etmeyle, bilinç ve benliği iyi olandan uzaklaştırmakla mükemmellik son buluyor.
Sınırını bilmeyen ve verilen donanımları ve sahip olunan sermayesini kullanamayan insan için başka sınırlar bir anlam ifade etmiyor. Değersizlik yaratan ve kötülüğü önümüze koyan kişisel ve ruhsal sıkıntılarımızdan kurtulmanın yolunu içimize kapanmakta, başkalarını küçük görmekte ve ortak paylaşımlardan kaçınmakta görüyoruz.
İnsanda aitlik hissi doğuran, değerli olduğunu hissettiren ve sorumluluk bilinci yaratan şey aslında çevreye yönelmek ve insanları hoş gören düşünce-duyguları zihnilerde ilk sıraya koymaktır.
Yani kendi benliğini değerli görmeye çalışmak, başka benlikleri var kabul etmek ve ortak alanlarda-hayatta birliktelik ruhuna katkı sağlayacak davranışlarda bulunmak ihtiyacımız olan unsurlardır.
Hoşgörü bu yüzden sihirli bir kavramdır.
Devam yarın..
RAMAZAN SOHBETİ (24)