BAŞKANLIK SEÇİMİ VE EĞİTİM BİR SEN BİLİNCİ (2)

Eğitim-Bir-Sen üyesi tüm öğretmen ve personel 1 Ekim’ de 09.00-17.00 saatleri arasında Zübeyde Hanım İlkokuluna giderek, zihninde sorgulayarak kararını verdiği Başkanın “Delege” adayına oy verecek. Tek temenni oy tarihinde, yani Cumartesi günü her hangi bir gerginliğin yaşanmamasıdır. Hiç kimsenin baskı oluşturacak veya telaş yaratacak bir girişimde bulunmasına fırsat verilmeden, sağlıklı bir seçim ortamı yaşanması tek beklenti.

İnancı ilke edinmek ve mutlak gücümüz olan yaratana karşı utanmamak adına bir takım araçları dava bilincinin önüne koyma yanlışına yönelme durumuyla karşılaşmamayı diliyoruz.

Unutulmaması gereken noktalardan biri sendika seçiminin birliktelik ruhuna, ortak inançlara, sosyal kimliklerimize zarar verecek sonuçları doğurmamasıdır. Zira seçimden sonra herkes Batman’ da yaşamaya, yüz yüze gelmeye, aynı ortamları paylaşmaya devam edecek.

Üzücü olan detaylardan biri cepheleşme yaratma girişimlerinin karşılık bulması ve tarafı farklı olanların mağdur edilerek dışlanma politikası izlenmesi. Buna gerek olmadığı gibi inanmışlık bilincine darbeler vurduğunu da akılda tutmalıyız.

Unutulmaması gereken diğer bir nokta,önceki dönemlerde alanın boş bırakılmasının üyelerde yarattığı kopukluk!Başkan olacak adayın boş kalan alanı doldurması ve üyelerle sıkı ilişkiler ağı yakalaması gerekiyor. Sendikadan istifa etmeye kadar giden bir kopukluk yaşandığı ortada. Üyeler, yani eğitimciler ile personeller hükümetten beklenen özlük haklarının elde edilmesinde veya edinilmemesinde sendika yönetimine haklı ya da haksız olarak fatura kesmeyi uygun görüyor. Çözüm merkezinin sendika değil de Hükümet ve yönetim mekanizmalarının olduğu yerine göre önemsenmiyor.

7 kişilik eski yönetiminiçinden 3 farklı Başkan adayının çıkmasının, sahaya inildiğinde alanda şaşkınlık yarattığını, yapılan ziyaretlerde fazlasıyla fark ettiler.

Ayrıca Eğitim-Bir-Sen Başkanlık makamı basit bir sorumluluk taşımıyor. En önemli hareket alanının Eğitim camiası ve sahası olduğu göz ardı edilmemelidir.Eğitim sahası ve eğitim personelinin tüm beklenti ve ihtiyaçlarının değerlendirilmesi öncelikli konu olmalıdır.

Belli bir kesime hitap etmemek, camiada tüm üyelere hitap etmenin çabasını göstermek, üyelerde aitlik duygusunu uyandırabilmekönemli bir ayrıntı! Eğitim camiasının tüm paydaşları ile diyalog konusunda önderlikyapmak gerekiyor.

Temiz bir sayfa açmak kadar temiz bir sayfa sahibi olmak da önemli!

Her ne kadar dile getirilmese de üye aidatlarından oluşan sendika bütçesi eski yönetimler tarafından yerinde ve zamanında emanet bilinciyle,daimasendikal faaliyetlerde kullanıldı. Sonrasında da sendikal faaliyetlerde kullanılmak üzere emanet alınacağı bilinmelidir.

Hayırlı olanın veyasendika başkanlığı için gelecekte görev alacak kişi açısından doğru seçeneğin ne olduğunu bilemeyiz. Kendimize en yakın olanı belirlemenin beklentileriyle sonrasını da düşünerek, duygusallık kadar mantıksal da davranmanın temennisiyle hak eden kazansın diyelim.