KIZGINLIK DUYMAK(2)

Öfkelenmek hali kızgınlığın en önemli tetikleyici unsurudur. Öfke ve bunun ileri aşaması olan nefret duygusu insanın istenmedik eylemlere girmesine yol açar. Öfke ve nefret ile kızgınlık yaşayan insan içinde biriktirdiği aşırı tepkisel duygu/düşünceleri kızgınlık ile insana, canlıya, eşyaya, nesnelere olduğu gibi kendi zihnine ve bedenine yönelik olarak da yok etmeye çalışabilir.

Sıkıntı, öfkesine ve nefretine yenilen insanın kızgınlık anında aşırı şiddet içeren davranışlarla hem kendine hem de etrafına verebileceği zararların varlığıdır.

Kişiler kızgınlık duymaları durumunda sadece şiddet eylemleri sergilemezler. İçine kapanma, dış dünyadan kopma, kaçma veya ortamı terk etme, kendini suçlama gibi farklı eylemlere de yönelebilir.

Bu yüzden küskünlük, pişmanlık, üzüntü, korkular, kaygı ve endişeler yerine ve zamanına göre farklı şekilde eylemler/davranışlar yaratsa da kızgınlık seviyesinde şiddet hareketine yönelmediği sürece baş edilebilir bir yapı göstermektedir.

Olması gereken kızgınlık ile şiddet sınırlarını ayıran ince çizgide durmayı sağlayan bilinç halini kaybetmemektir. Çünkü kızgınlık sınırından şiddet sınırına geçmenin sonu sosyal medya ve basın organlarında işlenen ölümcül vakalar, yıkımlar ve facialar olmakta.

Kızgınlıkların yok olması küskünlüklerin yaşanmasıyla mümkündür.Küskünlüklerin çoğu kızgınlık sebebi olan olaylara dayandığından zamana yaymak, iletişim kurmaktan kaçınmak ve heyecan halini bitirme adına normal yaşantıya devam etmek sağlıklı olandır.

Sıcak öfke/nefret ve kızgınlık anlarının soğuması amacıyla duygu ve düşünceleri temizlemek için insanlardan yerine göre uzaklaşmak mantıklı davranma anlamına gelir.

Duygular yaşanmalı.

Düşüncelere göre hayat tarzı belirlenmeli.

Kimsenin hayatına müdahale etme cesareti göstermeden sosyal ve bireysel haklar alanı ihlal edilmemeli.

Sınırlar aşılmadan kızgınlık ve öfke/nefret hisleri kişilerin iç dünyasında eritilerek metanetli olmanın başarısı gösterilmelidir. Çünkü zamanımız ve yaşadığımız koşullar bazı değerlerin unutulduğu veya yok olduğu anları bize yaşatıyor.