Şehir kendi içinde kaynıyor!

Yığılma ve merkezi bağımlılık, beraberinde insan potansiyeline rahat yaşam tarzı tanımama krizini getiriyor.

İlimizin coğrafik yapısı ile nüfusu hem insan potansiyeli hem de yerleşim birimleri/meskenleri açısından kaynayan bir kazan misali kaliteli bir hayat sürdürme olanağı tanımamakta. 1950 sonrası küçük bir yerleşim biriminden Petrol sayesinde artan insan sayısı ve artan ikamet adresleri ile birlikte büyümeye başlayan şehrimizin en büyük problemi, zamanında yapılmayan planlama ve imar projelerinin düşünülmememsidir.

Şehir planlaması dediğimiz şey sadece kısa vadeli imar ve yerleşim planlarına dayanan tedbirler zinciri değildir. Uzun vadeli imar ve iskân planları yaparak gelecekte ortaya çıkacak insan potansiyelini de hesaba katarak yaşam alanları oluşturma çabalarına resmi/sivil cephelerde katılmak demektir.

İlimiz özelinde insan sayısının her yıl artan rotası, yaşam alanlarının yerleşim birimleri, artış hızı durmayan araç ve trafik vasıtaları ne yazık ki var olan altyapı koşullarının kaldıramadığı bir yoğunluğu önümüze seriyor.

Şehrin merkezi konumu ve yerleşim birimlerinin kentsel dönüşüm içerikli yapılaşma modeli karşımıza yığılmış insan kitlesini çıkarıyor. Çözüm konusunda başvurulması gereken alternatifler “Yatay Yapılaşma” ve “Yatay Şehir İmarı” seçeneklerini kullanmak olmalı.

Ulaşım yollarının mevcut yığılma sorununu ve trafik araçlarının yetersiz kalan yollardaki işleyişini ortadan kaldırmak adına alternatif yollar, güzergahlar, köprülü geçişler, çevre yolları ve duble yollar planlanarak özellikle şehir içi trafik akışının yoğun temposunu hafifletmenin yollarını bulmaya çalışmalıyız.

Öz cümle itibariyle: Kentsel dönüşüm projelerinden çok yatay genişleme ve şehri yayma konusunda yeni imar projelerşyle geniş yaşam alanları oluşturmak gerekiyor.

Şehri çevreden dolanan yeni karayolu ağı ve özellikle şehirlerarası veya uluslararası ulaşımı yapan büyük araçları kent merkezine sokmadan geçişlerini sağlayacak ulaşım rotaları planlanmalıdır.

İlimizin kuzey kesimini oluşturan Silvan/Kozluk yolu üzerinden hem Batı istikametine doğru Bismil/Diyarbakır yönüne hem de Beşiri/Siirt yönlü Doğu istikametine ulaşım sağlayan çevre yolu planı hayata geçirilmelidir. Her ne kadar Kuzey çevre yolu projesi bitme aşamasına gelmişse de komşu il Diyarbakır’ ın son 20 yıl içerisinde gerçekleştirdiği planlama ve projelendirme çalışmalarını gözden geçirmek uygun olur.

Kısaca söylemek gerekirse; Birinci çözüm şehir imarı ve yerleşke ortamını yatay düzeyde genişletecek bir politika izlemek; İkincisi de şehri çevre yollarıyla yeni ulaşım ağlarına kavuşturmak ana hedefler olmalıdır.

Son zamanlarda merkezde ve özellikle Belediye binasından itibaren Dörtyol, Worl-Mar ve Valilik kavşağından Batman Park üzerinden Petrol City yönüne doğru ana bulvar üzerinde yapılan yol genişletme çabaları biraz da olsa rahatlık getirecektir.

Diyarbakır Caddesi üzerinde geniş olan kaldırımların ve orta refüj kısmının daraltılarak araç geçişi için genişletilmesi olumlu adımlar. Valilik/Belediye ile bazı sivil toplum kuruluşu/partilerin birkaç ağaç yüzünden yol genişletme çalışmalarını direniş hareketine dönüştürmesi gibi saçma girişimleri bir tarafa bırakmanın zamanıdır.

İnsan merkezli yaşam alanlarının sistematik projelerini siyasi eylem sloganlarına dönüştürmekle uğraşmak yerine altyapı ve üstyapı gelişim evrelerinin hayata geçirilmesi kaygısına düşmek daha mantıklı olacaktır.