Bilim insanlarının geliştirdiği her yeniliği alkışlayarak karşılamak bazen büyük bir yanılgıya dönüşebilir. Çünkü teknoloji hayatımıza ne kadar hızlı girerse, bedensel emek o kadar hızlı raflara kaldırılıyor. Son yıllarda bunun etkilerini hepimiz günlük yaşamımızda açıkça görüyoruz.

Artık robotlar yalnızca bilim kurgu filmlerinin değil, günlük hayatın bir parçası. Her gün bambaşka bir sektörde yapay zekâ ile çalışan yeni bir robot karşımıza çıkıyor. Japonya’da bazı otellerde resepsiyonda yalnızca robotların görev yapması, bu değişimin en çarpıcı örneklerinden biri.

Otomotiv sektöründe de tablo farklı değil. İnsanın yerini makinelerin aldığı üretim bantlarında artık büyük ölçüde robotların emeği var. Sanayiciler sendikalarla, işçi maliyetleriyle, çalışma koşullarıyla uğraşmak istemiyor. Teknolojiyi ise kusursuz bir çözüm olarak görüyorlar. Elbette her yeni teknoloji, bir fabrikanın içindeki işçi sayısını biraz daha azaltıyor. Böylece binlerce insan işsiz kalıyor.

Sadece mavi yakalılar değil, beyaz yakalılar da bu dönüşümden nasibini alıyor. Bugün birçok çalışan ofise gitmeden, evinden teknolojik imkânlarla işini sürdürebiliyor. Bu durum işveren açısından avantajlı: ne geç kalma problemi var, ne iş yemeği, ne servis, ne de ofis masrafı… İşveren masraftan kurtuldukça bu modeli daha çok tercih ediyor.

Evlerin içi de aynı dönüşümden payını almış durumda. Birçok ev hanımının artık cafelerde vakit geçiriyor olmasının altında, ev işlerinin teknoloji sayesinde kolaylaşması yatıyor. Akıllı robot süpürgeler, otomatik makineler, hızlı pişiriciler… İş yükü azalınca, zamanın kullanımı da değişiyor.

Bu basit örneğin aslında hepimize ciddi bir mesajı var: Teknoloji kolaylaştırdığı kadar, hayatın ritmini de değiştiriyor.

Tüm bunların sonucunda çok yakın bir gelecekte kahve köşelerinde, işsiz güçsüz dolaşan daha çok insan görebiliriz. Bunun sebebi onlar değil; kontrolsüz büyüyen teknolojinin kendisi olacak.

Bu nedenle çıkarılan her teknolojiye koşulsuz alkış tutmamak gerektiğini düşünüyorum. Eğer bu gidişata bir sınır konulmazsa, teknoloji insanlığın önüne geçecek. İnsan hem tembelleşecek hem de çalışacak iş bulmakta zorlanacak.

Ben uyarmış olayım.

Hoşça kalın.